Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Araştırmalar

Zafer YÜKSELER
Zafer YÜKSELER
551OKUNMA

1980-2023 döneminde Türkiye’nin karşılaştırmalı büyüme ve enflasyon performansı

Bu çalışmada 1980-2023 döneminde Türkiye’nin göreli büyüme ve enflasyon performansı karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) veri tabanı kullanılarak, Dünya geneli, gelişmiş ülkeler, yükselen piyasa ekonomileri ve gelişmekte olan ülkeler grubu ile Türkiye’nin GSYH büyüme hızı ve TÜFE ortalama enflasyon oranları alt dönemler itibariyle karşılaştırılmıştır. Alt dönemler Türkiye ekonomisi için kritik yıllar dikkate alınarak belirlenmiştir.

1980-2021 dönemi Türkiye’nin kriz yılları olarak kabul edilebilir. 1980, 24 Ocak kararları ile serbest piyasa ekonomisine geçiş süreci, 1994, 5 Nisan kararları, 1999 Marmara Deprem felaketi-Rusya krizi etkisi ve 2021 finansal krizi bu dönemde yaşanmıştır. Yine bu dönemde, özellikle 1990’lı yıllarda siyasi istikrarın zayıfladığı ve çok sık koalisyon hükümetlerinin değiştiği gözlenmiştir. 2002-2020 döneminde siyasi istikrar güçlenmiş, ekonomik kararlar ve AB üyelik süreci nedeniyle yapısal düzenlemelere önem verilmiş ve enflasyon hedeflemesine yönelik geleneksel piyasa bazlı politikalar uygulanmıştır. 2021-2023 döneminde para politikasına müdahaleler artmış, 2021 yılı ikinci yarısından 2023 Temmuz ayına kadar “düşük faiz-yüksek kur” politikasına dayalı “Yeni Ekonomi Modeli” uygulanmıştır. 2023 yılı Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında, “Yeni Ekonomi Modelinin” terk edildiği, rasyonel politikalara geçildiği ilan edilmiştir.

Büyüme

Dünya genelinde 1980-2023 döneminde ortalama GSYH büyüme hızı yüzde 3,5 olmuştur. Bu oran, 1980-2001 döneminde yüzde 3,3, 2002-2020 döneminde yüzde 3,7 ve 2021-2023 döneminde ise yüzde 4,3 olmuştur (Tablo:1). GSYH, 2009 Küresel Finansal Kriz ve 2020 Covit-19 etkisiyle bu iki yılda düşüş göstermiştir. Dünya ekonomisi 2009 yılında yüzde 0,1, 2020 yılında da yüzde 2,8 oranında daralmıştır.

Tablo:1-Dünya ve Türkiye’de Büyüme ve Enflasyon

   1980-20012002-20202021-20231980-2023
DÜNYAGSYH Büy.%3,303,654,263,52
TÜFE, Ort.%16,543,776,7610,36
TÜFE/GSYH 5,021,031,592,95
Gelişmiş ÜlkelerGSYH Büy.%3,031,563,252,42
TÜFE, Ort.%4,481,985,013,58
TÜFE/GSYH 1,481,271,541,48
Yükselen Piyasalar& Gelişmekte Olan ÜlkelerGSYH Büy.%3,575,254,984,39
TÜFE, Ort.%41,315,778,0523,70
TÜFE/GSYH 11,571,101,625,40
TürkiyeGSYH Büy.%4,385,756,985,18
TÜFE, Ort.%63,3712,2648,5940,29
TÜFE/GSYH 14,462,136,967,78

Kaynak: IMF, WEO Data Base October 2023 ve kendi hesaplamalarımız.

Gelişmiş ülke grubunda 1980-2023 döneminde GSYH ortalama büyüme hızı yüzde 2,4 olmuştur. Bu oran, 1980-2001 döneminde yüzde 3,0, 2002-2020 döneminde yüzde 1,6, 2021-2023 döneminde ise yüzde 3,3 olmuştur (Tablo:1). Küresel Finansal Kriz ve Covit-19 salgını gelişmiş ülkeleri daha olumsuz etklilemiştir. Nitekim bu ülke grubunda GSYH 2009 yılında yüzde 3,4, 2020 yılında ise 4,2 oranında gerilemiştir.

Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan Ülkeler grubunda 1980-2023 döneminde GSYH yılda ortalama yüzde 4,4 oranında artış göstermiştir. Ortalama GSYH büyüme oranı 1980-2021 döneminde yüzde 3,6, 2002-2020 döneminde yüzde 5,3, 2021-2023 döneminde ise yüzde 5,0 olmuştur. Bu ülke grubunda GSYH 2009 finansal krizi yılında da yüzde 2,8 oranında büyümüş, ancak 2020 Covit-19 döneminde GSYH yüzde 1,8 oranında gerilemiştir.

Türkiye’de GSYH 1980-2023 döneminde yılda ortalama yüzde 5,2 oranında büyümüştür. Ortalama GSYH büyüme hızı, 1980-2001 döneminde yüzde 4,4, 2002-2020 döneminde yüzde 5,8, 2021-2023 döneminde ise yüzde 7 civarında gerçekleşmiştir. 1980-2001 döneminde Türkiye, Dünya geneli ve diğer ülke gruplarından oldukça farklı bir büyüme performansı göstermiştir. Türkiye, 1980-2001 döneminde dört derin ekonomik kriz yaşamış ve GSYH her krizde daralma göstermiştir. GSYH, 1980 yılında yüzde 0,8, 1994 yılında yüzde 5,5, 1999 yılında yüzde 3,3 ve 2021 yılında yüzde 5,8 oranında gerilemiştir.

1980-2023 döneminde Türkiye’nin karşılaştırmalı büyüme ve enflasyon performansı

Türkiye, 2009 Küresel Finansal Kriz ve 2020 Covit-19 salgınında da, Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte olan ülkeler grubundan farklı bir eğilim göstermiştir. 2009 finansal krizi sürecinde, politikacıların krizin teğet geçti söylemine karşın, GSYH yüzde 4,8 oranında küçülmüştür. Aynı yıl Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte olan ülkeler grubunda ise GSYH büyümesi yüzde 2,8 olmuştur. Covit-19 salgını sırasında Dünya genelinde ve ülke gruplarında gerileyen GSYH, Türkiye’de yüzde 1,9 oranında artış göstermiştir (Grafik:1).

Türkiye’nin göreli büyümesi Dünya geneline göre dönemler itibariyle yükseliş göstermektedir. GSYH büyümesi 1980-2023 döneminde Türkiye’de Dünya ortalama büyüme hızından 1,47 kat daha fazla olmuştur. Dünya ortalama büyümesi yüzde 3,5 iken, Türkiye’de büyüme yüzde 5,2 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin büyüme performansı 1980-2023 döneminde Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan ülkeler grubundan daha yüksektir. Bu ülke grubunun ortalama yüzde 4,4 olan büyümesine göre Türkiye’de büyüme 1,18 kat daha yüksek gerçekleşmiştir (Tablo:2). Türkiye’nin büyüme hızı bu ülke grubuna göre, 1980-2001 döneminde 1,23 kat, 2002-2020 döneminde 1,10 kat, 2021-2023 dönmeminde ise 1,40 kat daha yüksektir. 

Enflasyon

Enflasyon göstergesi olarak tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) yıllık ortalama artışı esas alınmıştır. Dünya genelinde 1980-2023 döneminde yıllık ortalama TÜFE enflasyonu yüzde 10,4 olmuştur. Bu oran, 1980-2001 döneminde yüzde 16,5, 2002-2020 döneminde yüzde 3,8, 2021-2023 döneminde ise yüzde 6,8’e yükselmiştir (Tablo:1).

Gelişmiş ülkeler grubunda 1980-2023 döneminde ortalama TÜFE enflasyonu yüzde 3,6’dır. Bu oran 1980-2001 döneminde yüzde 4,5, 2002-2020 döneminde yüzde 2’ye gerilemiş, 2021-2023 döneminde ise yüzde 5’e yükselmiştir.

Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte olan Ülkeler grunda da 1980-2023 döneminde yıllık ortalama enflasyon yüzde 23,7’dir. 1980-2001 döneminde yüzde 41,3 olan ortalama enflasyon oranı 2002-2020 döneminde yüzde 5,8, 2021-2023 döneminde ise yüzde 8,0 olmuştur.

Türkiye’de enflasyon dönem genelinde ve alt dönemlerde benzer bir eğilim göstermiştir. Tüm dönemlerde enflasyon Türkiye’de daha yüksek gerçekleşmiştir. 1980-2023 döneminde ortalama yıllık TÜFE enflasyonu yüzde 40,3 olmuştur. Bu oran, 1980-2001 döneminde ortalama yüzde 63,4 iken 2002-2020 döneminde yüzde 12,3’e gerilemiştir. Ancak “Yeni Ekonomi Modeli” dönemi olan 2021-2023 döneminde ortalama TÜFE enflasyonu yüzde 48,6’ya yükselmiştir (Tablo:1).   

  1980-2023 döneminde Türkiye’nin karşılaştırmalı büyüme ve enflasyon performansı

Türkiye her dönemde nispi olarak enflasyonun oldukça yüksek olduğu bir ülke olmuştur. Bu durum Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan ülkeler grubuna göre de geçerliliğini korumaktadır (Grafik:2). Enflasyon açısından Türkiye’nin en sorunlu dönemi 1980-2001 dönemi olmuştur. Ekonomik krizler ve krize karşı alınan önlemler bu dönemlerde enflasyonda sıçramalar yaratmıştır. 24 Ocak kararları çerçevesinde yapılan devalüasyon ve kamu tarafından üretilen mal ve hizmet fiyatlarındaki artış 1980 yılında TÜFE enflasyonunu yüzde 110’a yükseltmiştir. TÜFE enflasyonu 1994 yılında yüzde 104,5, 1999 yılında yüzde 64,9, 2001 yılında ise yüzde 54,3 olmuştur.  

Türkiye 1980-2021 dönemi boyunca yüksek enflasyon süreci yaşamasına karşın, Brezilya, Arjantin gibi hiper enflasyon sürecine girmemiştir. 24 Ocak Kararları ve sonrasında enflasyon yüzde 30-40 bandında tutulmaya çalışılmış, ancak 1987 milletvekili seçimleri ile birlikte maaş-ücret artışları ile desteklenmeye başlanan iç talep artışları enflasyonda yeni bir sıçramaya yol açmıştır. Seçim sırasında uygulanan genişlemeci maliye politikalarının olumsuz etkilerini gidermek için, 1988 yılı Şubat ve Ekim aylarında bir dizi karar alınmış, ancak alınan kararlar büyüme hızını olumsuz etkilerken enflasyonun da hızlanmasına neden olmuştur (Grafik:2).

1990’lı yılların ikinci yarısında, başta Latin Amerika Ülkeleri ve Eski Merkezi Planlı Ekonomiler olmak üzere, Dünya genelinde enflasyon oranlarında hızlı bir gerileme gözlenmiştir. Ancak, bu dönemde Türkiye’de ekonomik ve siyasi istikrarsızlık yoğunluk kazanırken, enflasyonda da hızlanma yaşanmıştır. 1994 yılında yaşanan finansal kriz ve sonrasında uygulamaya konulan 5 Nisan Kararları enflasyon platosunda yeni bir yükselmeyi de beraberinde getirmiştir. Enflasyon 1980 yılından sonra ilk kez üç haneli rakamlara sıçramıştır.

2000 yılında, enflasyon beklentilerini radikal bir şekilde kırmak ve reel faiz oranlarını düşürmek amacıyla, döviz kuruna dayalı bir istikrar programı uygulamaya konulmuştur. Döviz kuruna ilişkin belirsizliğin giderilmesi sonucunda faiz oranları hızla gerilemiş, tüketici kredilerindeki artışla desteklenen tüketim patlaması yaşanmış, enflasyondaki atalet nedeniyle Türk lirası reel olarak değerlenmiştir. Bankacılık sistemindeki zayıflıklar, bazı bankaların aşırı risk alması ve programın para ve kur politikasındaki katılık 2000 yılı Kasım ve 2001 19 Şubat aylarında krizle karşılaşılmış ve 22 Şubat tarihinde Türk lirası dalgalanmaya bırakılmıştır. Krizinden çıkış için 2001 yılı Nisan ayında “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” yürürlüğe konulmuştur. “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” ile enflasyon kontrol altına alınmış ve 2003 yılından itibaren Türkiye’de dezenflasyon süreci belirginleşmiştir.

1980-2001 döneminde yüzde 63,4 olan enflasyon, 2002-2020 döneminde yüzde 12,3’e gerilemiştir. Ancak 2017 yılından itibaren enflasyon tekrar yükseliş eğilimine girmiş ve Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan Ülkeler grubundan ayrışma belirginleşmeye başlamıştır. 2021 yılı son çeyreğinde uygulamaya konulan “düşük faiz-yüksek kur” söylemine dayalı “Yeni Ekonomi Modeli” enflasyonda tekrar sıçramaya yol açmış ve Türkiye diğer ülkelerden belirgin şekilde ayrışmıştır (Grafik:2).

1980-2023 döneminde olumlu büyüme performansının aksine, Türkiye oldukça olumsuz bir enflasyon performansına sahiptir. Bu dönemde Türkiye’deki enflasyon Dünya ortalamasından 3,89 kat daha yüksektir. Göreli enflasyon performansının en kötü olduğu dönem 2021-2023 dönemidir (Tablo:2). Türkiye’de enflasyonun en yüksek olduğu dönem 1980-2001 dönemidir, ancak bu dönemde Dünya genelinde ve içinde bulunduğumuz Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte olan ülkeler grubunda da enflasyon oldukça yüksekti. 2002-2020 döneminde enflasyon bu grupta ve Türkiye’de önemli oranda gerilemiş, 2021-2023 döneminde enflasyon Türkiye’de tekrar yüksek bir artış sürecine girerken, Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan ülkeler grubunda daha sınırlı artış göstermiştir. Türkiye 1980-2001 döneminde Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan Ülkeler grubundan 1,53 kat daha yüksek enflasyona sahip iken, 2002-2020 döneminde 2,13 kat, 2021-2023 döneminde ise 6,04 kat daha yüksek enflasyona sahiptir (Tablo:2). Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan Ülkeler grubu 2002-2020 döneminde Türkiye’den daha düşük enflasyona sahip iken, bu performanslarını büyük ölçüde 2021-2023 döneminde de sürdürmüşlerdir (Grafik:2).  

Büyüme-Enflasyon Etkileşimi

Enflasyon ve büyüme arasındaki etkileşimi belirlemek için dönemler itibariyle “TÜFE Enflasyon Oranı / GSYH Büyüme Hızı” katsayısı hesaplanmıştır. Dünya genelinde 1980-2023 döneminde ortalama GSYH büyüme hızı yüzde 3,5 iken, TÜFE enflasyon oranı yüzde 10,4’tür. Bu dönemde büyüme-enflasyon etkileşim katsayısı 2,95 (10,36/3,52) olarak hesaplanmaktadır (Tablo:1). Bu katsayı 1980-2023 döneminde 1 puanlık büyümenin 2,95 puanlık enflasyona neden olduğuna işaret etmektedir. Büyüme-enflasyon etkileşim katsayısı 1980-2001 döneminde 16,53 iken, 2002-2020 döneminde 1,03’e gerilemiş, 2021-2023 döneminde ise 1,59’a yükselmiştir.

Gelişmiş ülkelerde etkileşim katsayısı düşükken, Yükselen Piyasalar ve Türkiye’de büyüme-enflasyon etkileşim kaysayısı yüksektir. Gelişmiş ülkeler grubunda 1980-2001 döneminde 1,48 olan etkileşim katsayısı 2002-2020 döneminde 1,27’ye gerilemiştir. Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte olan ülkeler grubunda ise etkileşim katsayısı 11,57’den 1,10’a inmiştir (Tablo:1).

Benzer iyileşme Türkiye’de de gözlenmiştir. Türkiye’de 1980-2001 döneminde 14,46 olan etkileşim katsayısı, 2002-2020 döneminde 2,13’e gerilemiş, 2021-2023 döneminde ise 6,96’ya yükselmiştir (Tablo:1). Diğer bir ifadeyle, 1980-2001 döneminde 1 puanlık büyüme 14,46 puan’lık enflasyona neden olurken, 2002-2020 döneminde 1 puanlık büyüme 2,13 puanlık enflasyona neden olmuştur. 2021-2023 döneminde ise enflasyon performansı ciddi oranda bozulmuş ve 1 puanlık büyüme 6,96 puanlık enflasyona neden olmuştur.       

Tablo:2- Türkiye’nin Göreli Büyüme ve Enflasyon Performansı

  1980-20012002-20202021-20231980-2023
  Göreli Büyüme Performansı
Türkiye/DünyaGSYH Büy.1,331,581,641,47
Türkiye/Gelişmiş ÜlkelerGSYH Büy.1,443,682,152,14
Türkiye/Yük.Piy.&Gel.O.ÜlkelerGSYH Büy.1,231,101,401,18
  Göreli Enflasyon Performansı
Türkiye/DünyaTÜFE3,833,257,193,89
Türkiye/Gelişmiş ÜlkelerTÜFE14,146,189,7111,24
Türkiye/Yük.Piy.&Gel.O.ÜlkelerTÜFE1,532,136,041,70

Genel Değerlendirme ve Sonuç

1980-2023 döneminde Türkiye’nin, kendi yarattığı iç krizlere rağmen, büyüme performansı açısından oldukça başarılı olduğu görülmektedir. Ancak veriler Türkiye’nin enflasyon performansının oldukça zayıf olduğunu göstermektedir. 1990’lı yıllara kadar, Türkiye’deki enflasyon gelişmiş ülkeler ve Dünya ortalamasının üzerinde seyretmekle birlikte, Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan ülkeler grubu ortalaması civarında kalmıştır.

1995–1999 döneminde, Dünya genelinde ve tüm ülke gruplarında enflasyonda düşüş gözlenirken, Türkiye’de önemli ölçüde yükseliş yaşanmıştır. 1990–1994 döneminde başlayan uluslararası eğilimlerden sapma, bu dönemde gittikçe belirginleşmiştir. İstikrarsız siyasi yapı, para ve maliye politikaları arasındaki tutarsızlık ve kısa vadeli aşırı iç borçlanma, enflasyonist bekleyişleri ve enflasyonu bu dönemde etkileyen temel unsurlar olmuştur.

2002 sonrası dönemde enflasyon dinamiklerinde de değişiklik olduğu gözlenmiştir. Bu dönemde dalgalı kur rejimi, Merkez Bankası bağımsızlığı, fiyat istikrarına odaklanan enflasyon hedeflemesine dayalı para politikası ve sıkı maliye politikalarının oluşturduğu yeni ekonomik ortamda enflasyonda önemli düşüş sağlanmıştır. Küresel düzeyde enflasyonda yaşanan düşüş, imalat sanayi ürünlerinde ucuz üretici olarak Çin’in dünya ticaretinde ağırlığının artması, Türk lirasındaki değerlenme ve dış kaynak girişindeki artış Türkiye’de enflasyondaki bu düşüş sürecini önemli ölçüde desteklemiştir. Bu unsurların etkisiyle 2002-2016 döneminde enflasyonu düşürme ve kontrol etme konusunda başarılı olan Türkiye, 2017 yılından itibaren tekrar enflasyon sorunu ile yüzleşmeye başlamıştır.

2021 yılından itibaren ekonomi politika uygulamaları ve söylemlerinde belirgin bir farklılaşma ortaya çıkmış ve enflasyonda hızlı bir yükseliş gözlenmiştir. Türkiye enflasyon konusunda tekrar Dünya ve Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan Ülkeler grubundan ayrışmıştır. Bu olumsuzluğa karşın, ekonomi politika uygulayıcıları kısa sürede tekrar tek haneli enflasyona dönüleceğine ilişkin değerlendirmeler yapmaktadırlar. 2024 Yılı Orta Vadeli Programında TÜFE yıl sonu enflasyonunun 2025 yılında yüzde 15,2’ye, 2026 yılında ise yüzde 8,5’e düşürülmesi hedeflenmektedir.

Türkiye’nin geçmiş enflasyon performansı, siyasi ortam ve siyasetçi davranışları birlikte ele alındığında, enflasyonu kontrol altına alıp kısa sürede tek haneli enflasyona ulaşılmasının pek mümkün olamayacağı açıkça görülmektedir. Dış kaynak girişi ve Türk lirasının değerlenmesi ile enflasyon beklentilerinin kırılması ve düşük enflasyon ortamına dönülmesi senaryosu pek gerçekçi görülmemektedir.   

NOT: Türkiye’nin geçmiş enflasyon deneyimi aşağıda yer alan çalışmalarda ayrıntılı olarak yer almaktadır.

  1. Zafer YÜKSELER, “Türkiye’de Enflasyonist Süreç ve Etkileyen Faktörlere İlişkin Bir Değerlendirme”, Şubat 2004.
    https://www.researchgate.net/publication/279884746_Turkiye'de_Enflasyonist_Surec_ve_Etkileyen_Faktorlere_Iliskin_Bir_Degerlendirme     
  2. Zafer YÜKSELER, “Enflasyon Hedeflemesi: Türkiye Deneyimi”, Eylül 2012. https://www.researchgate.net/publication/258840926_ENFLASYON_HEDEFLEMESI_TURKIYE_DENEYIMI

EK GRAFİKLER

1980-2023 döneminde Türkiye’nin karşılaştırmalı büyüme ve enflasyon performansı

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor