Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ticaret Hukuku

Timur ÇAKMAK
Timur ÇAKMAK
3230OKUNMA

6728 Sayılı YOİK İle Getirilen İpoteklerde % 50 İndirimli Harç Uygulamasından Yabancı Tacir Yararlanabilir mi?

6728 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (YOİK) ile birçok düzenleme yapılmış ve özellikle damga vergisi ile haçlar başta olmak üzere vergi kanunlarında önemli düzenlemelere gidilmiştir.

Söz konusu 6728 Sayılı YOİ Kanunu’nun 38 inci maddesi ile 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı  (4) Sayılı Tarifenin  “I- Tapu işlemleri” başlıklı bölümünün (7) numaralı fıkrasına bir parantez içi hüküm eklenmiştir.  Eklenen bu yeni hükme göre Tacirler arası ipotek tesis işlemlerinde bu fıkraya göre hesaplanan harçlar yüzde elli oranında uygulanacağı hüküm altına alınmış ve özellikle gayrimenkullerle ilgili Tapu’da gerçekleştirilen işlemler nedeniyle gerçekleştirilecek ipotek tesis işlemlerinde % 50 oranında ödenecek harçlarda indirime gidilmiştir.

Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı tarife tapu ve kadastro işlemlerinden alınacak harçları düzenlemektedir. Aynı tarifenin 1 inci bölümü ise sadece Tapu Harçlarına ilişkindir. 1 inci bölümün 7 inci fıkrasında ise ipotek tesisinde alınacak harçlar üç ayrı kalemde belirtilmiştir. Bunlar;

a) İpotekle sağlanan borç miktarı üzerinden(Binde 4,55)
b) İpoteğe dahil gayrimenkullerden birisinin çıkarılarak başkasının ithalinde veya teminat ilavesinde borç miktarı üzerinden(Binde 4,55)
c) Mevcut ipotek derecelerinin sonradan istenilen değişikliklerinde borç miktarı üzerinden(Binde 2,27)


Dolayısıyla 6728 Sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle getirilen ve (4) Sayılı Tarifenin 7 inci fıkrası kapsamında olan yukarıda tablodaki işlemlerin “TACİRLER” arasında yapılması halinde bu oranların yarısı Harç tutarı olarak hesaplanarak ödenecektir.

Peki, TACİR olarak kimleri anlamalıyız?

6102 Sayılı TTK’nun (B) Tacir başlıklı 12 inci maddesinde genel olarak gerçek kişiler için bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Tüzel Kişiler için ise, “Tacir” olarak kimlerin sayılacağı, aynı Kanunun 16 ıncı maddesinde açıklanmış olup, buna göre;  “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar  da tacir sayılacağı” hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla indirimli harç uygulamasından yararlanmak için 6728 Sayılı Kanun ile getirilen hükümden yukarıdaki açıklamalar kapsamında tacir olan kişilerin yararlanabileceklerdir.

Yabancı Tacirler indirimli harç uygulamasından yararlanabilecekler mi?

6102 Sayılı TTK’nun yukarıda da belirtilen 16. maddesine bakıldığında örneğin ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar ve derneklerin de tacir sayılacağı açıkça belirtilmiş ancak yabancı ticaret şirketlerinin, iktisadi işletmeye sahip yabancı vakıfların ve yabancı derneklerin ise tacir sayılıp sayılmayacağına ilişkin bir belirleme yapılmamıştır.

Yine TTK’nun 103 ve 105 inci maddelerine baktığımızda “yabancı tacir” ibaresinin kullanıldığını görmekteyiz. Buna  göre; örneğin acentalık ile ilgili olarak 103 üncü maddenin 1/b bendinde; “Türkiye Cumhuriyeti içinde merkez veya şubesi bulunmayan yabancı tacirler ad ve hesabına ülke içinde işlemlerde bulunanlar.” Hükmüne yer verilmiş ve yabancı tacir tabirine atıf yapılmıştır.  

Bener şekilde aynı Kanunun 105/1-b maddesinin son cümlesinde; “Yabancı tacirler adına acentelik yapanlar hakkındaki sözleşmelerde yer alan, bu hükme aykırı şartlar geçersizdir” hükmüne yer verildiği görülmektedir.

Ayrıca, Ticaret Sicili Yönetmeliğinde de düzenlemeler yer almaktadır. Örneğin; Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 122 inci maddesinde; Merkezi yurtdışında bulunan şirketlerin Türkiye’de açacakları şubelerin tescili için gerekli belgeler arasında; “Ticari işletmenin merkezinin bulunduğu kaynak ülke hukukunun, şube açacak işletme için tescilde aradığı şartların yerine getirildiğini ve şubenin tescili için ibrazı gerekli olan belgeleri gösteren yetkili makamdan alınmış yazı ve bir nüsha Türkçe çevirisi” aranmaktadır ki zımni olarak yurtdışındaki ticari işletmenin tacir olduğu bu şekilde de değerlendirilebilir.

Dolayısıyla 492 sayılı Harçlar Kanununun (4) sayılı tarifesinin 1 inci bölüm 7 inci fıkrasına eklenen parantez içi hüküm ile getirilen “tacirler” arasındaki ipotek işlemlerinde % 50 indirimli harç uygulanması için söz konusu tacirin Türkiye’de mukim olup olmayacağına ilişkin net bir belirleme yapılmadığı sürece bu haktan ayırım yapılmaksızın tüm tacirlerin yararlanması gerektiği değerlendirilmektedir.

Kaldı ki, yukarıda belirtilen TTK’nun 16 ıncı maddesinde örneğin ticaret şirketlerinin tacir sayılacağı ifadesinin yer alması söz konusu bu ticaret şirketlerini ancak Türk Kanunlarına veya TTK’ya göre kurulan bir ticaret şirketi olması gerektiği şeklinde yorumlanmaması gerekir düşüncesindeyiz. Çünkü bu durumda örneğin yabancı ülke mukime bir sermaye şirketinin Türkiye’de bir şubesi olması halinde bu şubenin dahi bir taraftan kurumlar vergisi mükellefi olarak Türkiye’deki ticaret şirketleri gibi vergilendirilirken diğer taraftan “tacir” olarak dikkate alınmaması anlamına gelebilir. Yabancı bir sermaye şirketine ait şube her ne kadar Türkiye’de tescil edilse de sadece vergi amaçları açısından bir işyeri oluşması ve bu işyerinin ticaret siciline tescil edilmemiş olması halinde dahi, yabancı bir şirketin Türkiye’de kurumlar vergisi mükellefi olarak ticari faaliyet yapması ve kazancının da Gelir Vergisi Kanununa göre ticari kazanç hükümlerine göre belirlenmesi mümkündür.

Sonuç olarak;

İpotek işlemlerinde indirimli harç uygulamasının sadece Türkiye’deki tacirler veya ticaret şirketleri ile sınırlandırılmaması, işleme dayanak ipotek konusu Türkiye’de olduğu sürece yabancı tacirler ile Türkiye’deki tacir sayılan şirketler ile iktisadi işletmeye sahip dernek ve vakıflar arasında yapılacak benzeri ipotek işlemlerinde de uygulanması gerektiği düşünülmektedir.

Her iki tarafın yabancı ülke mukimi tacir olduğu durumda indirimli harç uygulaması konusunda dahi kanunlarda özel bir belirleme olmadığı sürece indirimli harç uygulamasından yararlanılamayacağını iddia etmek çok hakkaniyetli değildir. Kaldı ki özellikle bir tarafı Türkiye mukimi diğer tarafı yabancı ülke taciri olan bir işlemde özellikle bu indirimli harç uygulamasını uygulanması gerektiği düşünülmektedir. Aksi halde ayrımcı vergi uygulaması yapılabilir ki bu özellikle uluslararası vergi uygulamaları açısından sorun yaratacağı açıktır. 

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor