Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Onur GÖK
Onur GÖK
1928OKUNMA

Şahsi Kefalet Durumunda Şüpheli Alacak Karşılığı Uygulaması

Ticari ve zirai kazançlarda elde etme yani vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır. Söz konusu esasın gereği olarak ticari ve zirai kazanç sahipleri işlemlerinden doğan alacaklarını henüz tahsil etmemiş olsalar dahi gelir hesaplarına intikal ettirmekte ve bu işlemler neticesinde ortaya çıkan mali karları üzerinden de mükellefiyet durumlarına göre gelir veya kurumlar vergisine muhatap tutulmaktadırlar.

Ancak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesinde düzenlenen şüpheli alacak karşılığı uygulaması ile mezkur maddede yazılı şartları taşıyan mükellefler tahsil edemedikleri alacaklarını karşılık ayırmak suretiyle gider hesaplarına intikal ettirmekte ve söz konusu alacak için vergi yüklerini ortadan kaldırmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “şüpheli alacaklar” başlığını taşıyan 323’üncü maddesi aşağıdaki gibidir:

“Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.”

Madde metninde görüleceği üzere karşılığın, teminatlı alacaklarda teminattan geri kalan kısım için ayrılacağı ve teminata tekabül eden kısım için karşılık ayrılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Kanun maddesinde yer alan düzenlemede teminatın türüne ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

Vergi Usul Kanunu’nun şüpheli alacaklar için karşılık ayrılmasını öngören 323’üncü maddesinde yer alan “teminat” kavramı geniş anlamda yorumlanmakta, ayni teminat unsurlarının yanı sıra, şahsi teminat olarak nitelenen “kefalet” unsurunu da kapsadığı düşünülmektedir.

Hesap Uzmanları Danışma Komisyonu tarafından verilen 09.03.1955 tarih ve 67 sıra numaralı kararda da; Vergi Usul Kanunu’nun şüpheli alacaklar için karşılık ayrılmasını öngören hükmünde yer alan teminat kavramının geniş anlamıyla ifade edildiği ve hukuk dilinde ayni ve şahsi olarak sınıflandırılan teminatın her şeklini kapsayacağı ifade edilmiştir.

Bu çerçevede kefalete bağlı alacaklar, şüpheli alacak uygulamasında teminatlı alacak olarak sayılır ve ancak, ayni teminattan farklı olarak, kefil hakkındaki takibatın da semeresiz kalması halinde karşılık ayrılabilir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor