Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Erol SÖNMEZOCAK
Erol SÖNMEZOCAK
811OKUNMA

Holding yapılanması ve holding oluşumunun vergisel avantajları nelerdir?  VI

Holding yapılandırılması hakkındaki yazılarıma bu hafta da, holdingin iştirak ettiği şirketlerin, holdinge ortak olma koşullarını, holdinglerin kâr dağıtım avantajlarını, holdinglerin bağımsız denetim ve yıllık faaliyet raporlarının hazırlanmasını ve kayıtlarında bulunan gayrimenkullerin satışında KV ve KDV istisnaları hakkında gerekli açıklamalar yapacağım.

Holdinglerin temel amacı, başka şirketlere iştirak etmek olmasına rağmen, iştirak ettiği şirket, Holding’e ortak olabilir mi?

T.T.K.’nun "Karşılıklı İştirak" ana başlıklı 197. maddesinde; Birbirlerinin paylarının en az dörtte birine sahip bulunan sermaye şirketleri karşılıklı iştirak durumundadır. Bu payların yüzdelerinin hesaplanmasında 196'ncı madde uygulanır. Anılan şirketlerden biri diğerine hâkimse, ikincisi aynı zamanda bağlı şirket sayılır. Karşılıklı iştirak durumundaki şirketlerin her biri diğerine hâkimse ikisi de bağlı ve hâkim şirket kabul olunur.’’ hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm çerçevesinde şirketlerin birbirine iştirak edebileceği anlaşılmaktadır.

Holdinglerin iştirak ettiği şirketler (Yavru şirketler) holdingden istedikleri kadar hisse alabilirler mi?

Yavru (bağlı) şirketler, TTK’ nın 379 ve 389. maddelerinde açıklandığı şekilde, ana şirketin (Holding) in hisselerinin en fazla %10’una kadarını alabilirler.

İlgili TTK maddeleri aşağıdadır.

MADDE 379- (1) Bir şirket kendi paylarını, esas veya çıkarılmış sermayesinin onda birini aşan veya bir işlem sonunda aşacak olan miktarda, ivazlı olarak iktisap ve rehin olarak kabul edemez. Bu hüküm, bir üçüncü kişinin kendi adına, ancak şirket hesabına iktisap ya da rehin olarak kabul ettiği paylar için de geçerlidir.

(5) Yukarıdaki fıkralarda yer alan hükümler, ana şirketin paylarının yavru şirket tarafından iktisabı hâlinde de uygulanır. Pay senetleri borsada işlem gören şirketler hakkında, Sermaye Piyasası Kurulu şeffaflık ilkeleri ile fiyata ilişkin kurallar yönünden gerekli düzenlemeleri yapar.

Hakların kullanılması

MADDE 389- (1) Şirketin iktisap ettiği kendi payları ile yavru şirket tarafından iktisap edilen ana şirketin payları, ana şirketin genel kurulunun toplantı nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaz. Bedelsiz payların iktisabı hariç, şirketin devraldığı kendi payları hiçbir pay sahipliği hakkı vermez. Yavru şirketin iktisap ettiği ana şirket paylarına ait oy hakları ile buna bağlı haklar donar.

Holdinglerine kâr dağıtımında diğer sermaye şirketlerine göre avantajı var mıdır?

T.T.K.’nun 519. maddesinin 4. no'lu bendin de ikinci fıkranın (c) bendi ve üçüncü fıkra hükümleri, “başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan holding şirketler hakkında uygulanmaz” diye belirtilmiştir. Uygulanmayacağını belirten madde de ise;

“c) Pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra, kârdan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu, genel kanuni yedek akçeye eklenir. hükmü belirtilmektedir.

Hüküm de kısaca, holdinglerin kâr dağıtımında %10 oranındaki ikinci yedek akçenin ayrılmayacağı belirtilmektedir. . Bu hüküm gereğince dağıtılacak kâr paylarından %10 oranındaki ikinci yedek akçe ayrılmayacağından, holdingler ortaklarına daha fazla kâr payı dağıtabilirler. 

Holdinglerin yönetim kurulları yıllık faaliyet raporu hazırlar mı?

Türk Ticaret Kanunun 518. maddesinde “Şirketler Topluluğuna (Holding) ilişkin yıllık faaliyet raporu ana şirketin yönetim kurulu tarafından 516. maddeye göre düzenlenir” hükmü bulunmaktadır.

Holdingler, bu hüküm gereğince 28.08.2012 tarih ve 28395 sayılı Resmî Gazete ‘de yayınlanan "Şirketlerin yıllık faaliyet raporlarının asgari içeriğinin belirlenmesi hakkında yönetmelik” hükümlerine uygun yıllık faaliyet raporlarını hazırlamak zorundadırlar. 

Holdingler “Bağımsız denetime” tabi midirler?

6102 sayılı TTK’nın 397. maddesine eklenen 6335 sayılı kanunla 4 no.lu bent hükmü ile, bağımsız denetime tabi şirketleri belirleme yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilmiştir.19.03.2016 tarihli Resmî Gazete ’de yayınlanan 2016/8549 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile “Bağımsız Denetime” tabi olma kriterleri yayınlanmıştır.

Bu kararnamede büyüklük ölçütü olarak; Tek başına veya bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile aşağıdaki ölçütten en az ikisini sağlayan şirketler bağımsız denetime tabidir.

1-Aktif Toplamı 75.000.000.-TL ve üstü

2-Yıllık Satış Hasılatı 150.000.000.-TL ve üstü

3-Çalışan Sayısı 150 ve üstü

Şirketler, bu üç ölçütten en az ikisinin sınırlarını art arda iki hesap döneminde aşmaları durumunda, izleyen hesap döneminden itibaren bağımsız denetime tabii olurlar.

Ana şirket “Holding”: Bağlı ortaklıkları ve iştirakleri bulunan şirketler açısından şirketin aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından ana ortaklık ve bağlı ortaklığa ait finansal tablolarda yer alan kalemlerin toplamı alınarak; varsa, bundan grup içi işlemler elimine edilir. Çalışan sayısı bakımından da ana ortaklık ve bağlı ortaklıkta önceki son iki yılda ortalama çalışan sayılarının toplamı dikkate alınır. Bağlı ortaklık ve iştiraklerin bağımsız denetime tabi olup olmayacakları kendi finansal tabloları ve çalışan sayılarına bakılarak belirlenir. Bir başka ifade ile ana ortaklığın bağımsız denetime tabi olması, bağlı ortaklık ve iştirakleri otomatik olarak bağımsız denetim kapsamına sokmaz. Eğer bağlı ortaklık ve iştirakler kendi büyüklüklerine göre denetim kapsamına girmiyorlarsa, ana ortaklığın ilgili kriterleri aşması halinde dahi, bu şirketlerin kendi genel kurullarında bağımsız denetçi seçmelerine gerek yoktur. Bu şirketlerin konsolidasyona dahil olmaları halinde finansal tablolarının denetlenmesi gereği ayrı bir husus olup, TTK anlamında bağımsız denetçi seçmelerini gerektirmez.

Keza böylesi bir durumda bu şirketlerin internet sitesi kurma yükümlülükleri de doğmaz.

Holdinglerde, holding bünyesindeki şirketlerin herhangi birinde çalışan işçileri Holding’in bir başka şirketinde “Geçici olarak” çalıştırmak mümkün mü?

20 Mayıs 2016 tarih ve 29717 Sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren 6715 sayılı “İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile geçici iş ilişkisinin holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde görevlendirme yapılmak suretiyle kurulabileceği kanunda açıkça öngörülmüştür.

- AYNI HOLDİNG BÜNYESİ İÇİNDE veya AYNI ŞİRKETLER TOPLULUĞUNA BAĞLI başka bir iş yerinde görevlendirilme yapmak suretiyle geçici iş ilişkisi kurulması mümkündür.  Bu alternatifin uygulanabilmesi için işçinin yazılı rızası gerekmektedir.

4857 sayılı Kanun'un 7. maddesindeki aynı holding bünyesi içinde olma veya aynı şirketler topluluğuna bağlı olma hallerini tanımlayan bir düzenlemeye rastlanmamıştır.  

Bana göre, buradaki holding bünyesi içinde olma halini, bir holdingin veya holding rolü oynayan bir şirketin, direkt veya dolaylı iştirakler yahut ortak benzerliği yoluyla yönetim bakımından hâkimiyeti altında bulundurduğu şirketler şeklinde anlamak mümkündür.

Şirketler topluluğu tabirinin kapsamı ise, TTK'nın "Şirketler Topluluğu" başlıklı 195-209. maddelerine bakılarak tayin edilebilecektir.

Söz konusu tabirler ortaklık ilişkilerini konu almakta olduğu için Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerindeki örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması uygulamaları açısından ortaklık ilişkisine dayandırılan İLİŞKİLİ KİŞİ tanımlamalarının da bu konuda belirleyici olabileceğini düşünüyorum. 

Holding olarak faaliyet gösteren şirketin aktifinde kayıtlı bulunan gayrimenkullerin satışında KV ve KDV istisnasından yararlanılıp yararlanılmayacağı hakkında bilgi verir misiniz?

27.02.2019 tarihli 177571 sayılı özelgeye göre; İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Holding olarak faaliyet gösteren Şirketinizin merkez adresinin TEB Kampüs Saray Mahallesi Küçüksu Cad. Sokullu Sok. No:7/C Blok Ümraniye/İSTANBUL olduğu, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesine ve/veya yönetimine katıldığınız Şirketlere, yatırım, finansman, organizasyon, planlama, üretim pazarlama, personel ve fon yönetimi gibi alanlarda modern tekniklerle çalışmalarını ve aynı yönetim ilkelerine bağlı olarak daha verimli, rasyonel ve ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yönetilmelerini sağlamak, söz konusu şirketlerin toplu bir bünye içerisinde yönetilmelerini temin etmek, müşterek külfetleri daha yaygın bir topluluğa yayarak hafifletmek ve nihai olarak da söz konusu şirketlerin kendi çalışma alanlarında destek sağlamak ve bu amaca uygun her nevi ticari, sınai, idari ve mali girişimlerde bulunmak gayesiyle faaliyet gösterdiğinizi, esas faaliyetinizin taşınmaz ticareti ve kiralaması olmadığı ve Şirketiniz aktifinde iki yılı aşkın süredir kayıtlı bulunan iki farklı taşınmaz bulunduğu görülmüştür.

Belirtilen olayın değerlendirilmesine gelince;

K.V. Kanunu Yönünden; ……… diğer taraftan, istisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmına uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziya uğramış sayılacağı da tabiidir.

Ayrıca, Şirketiniz tarafından ortaklara ve ortağı olduğunuz şirketlerle yapılan kiralama, satış vb. işlemler için belirlen fiyat veya bedelin, 5520 sayılı Kanunun 13’üncü maddesi hükmü ve 1 Seri No.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde belirlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yapılan ödemelerin örtülü kazanç dağıtımı açısından eleştiri konusu yapılabileceği ise tabiidir.

K.D.V Kanunu Yönünden; Şirketinizin esas faaliyet konusu her ne kadar taşınmaz ticaretinden ziyade başka Şirketlere iştirak etmek olsa da, Şirketiniz aktifinde kayıtlı arsanın satışı ile genel yönetim binalarının kiraya verilerek kullanılması, taşınmaz ticareti ile uğraştığına karine teşkil edeceğinden, ticari amaçla elde bulundurulan söz konusu taşınmazların tesliminde, bu taşınmazların iki yıldan fazla süredir aktifte bulundurulup bulundurulmadığına bakılmaksızın, Kanunun 17/4-r maddesindeki istisna hükmünün uygulanması mümkün değildir.

Sonuç:

Gelecek haftaki yazımda holdinglerin iştirak hisselerini sattıklarında KV istisnası konusu ile holding örgütlenmesinin olumsuz yönlerini inceleyeceğim. Son olarak da holding yapılandırılması hakkında genel bir değerlendirmede bulunacağım.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor